29 Aralık 2013 Pazar

Ys: The Oath in Felghana İnceleme (PSP)

"Adol Christin ismini bilir misiniz? Ah Adol Christin...

Kendisi yaklaşık bin sene önce Avrupa'nın kuzeydoğu kısımlarındaki bir dağ köyünde doğmuş kılıç kullanan bir maceracıydı. Tüyü bitmemiş delikanlılık yıllarından, hayatının son anına kadar yaşamını maceraya adamıştı.

Şimdi anlatacağım ve araştırmacılar tarafından Felghana Arşivleri olarak adlandırılan olaylar, Adol Christin'in yaşadığı ilk maceradan yalnızca üç sene sonra geçmektedir."

Ys: The Oath in Felghana işte böyle açılıyor. Her zamanki gibi Adol Christin'i kontrol edip maceraya atılıyoruz. Bu sırada sayısız canavar kestiğimiz gibi, kızların da gönlünü yakıyoruz. Bu ne kadar eğlenceli oluyor, bunu da incelemede anlamaya çalışacağız.

Ys serisini sırayla incelemeye devam ediyoruz. OiF aslında bir remake, yani yeniden yapım. Üçüncü Ys oyunu olan Wanderers from Ys'nin The Ark of Napishtim oyun motoru ile yeniden yapılmış hali. Falcom Ys serisinde oynanış tarzı değiştirmeyi seven bir firma. 1989 yılında Ys III: Wanderers from Ys'i çıkarttıklarında da ilk iki oyunla aynı tarz arayanları şaşırtmışlardı. Oyun side scroller olmuştu, yani aynı Super Mario Bros. gibi 2 boyutlu ortamda sağ ya da sola doğru giderek oynanıyordu. Bu herkesi tatmin etmedi tabii. 2005 yılına gelindiğinde Falcom Ys 3'ü PC için yeniden yaptı, bunu da 2010 yılında PSP'ye portladı. Bize de bunu oynamak düştü elbette.

Oyunun geçtiği yer olan Dogi'nin memleketi Felghana'ya dostumuz Dogi ile beraber geliyoruz. Felghana'ya adımımızı atmamızla çığlık duymamız bir oluyor. Adol'da çığlık atan kişiye yardım için koşarken oyunumuz başlıyor.
Elena'yı kurtarmaya alışsanız iyi olur.
Dövüş sistemi YsI&II'den farklı, daha çok Ys V'e yakın. Kalkanla kendimizi savunamıyoruz ama zıplama ve saldırı becerilerimiz yerinde. Kılıcımızla ister kombo yaparak, ister de zıplayıp çeşitli kılıç hareketleri yaparak saldırıyoruz. En etkilisi zıplayıp kafaya kılıçla dik inmek. Hem iyi can götürüyor, hem de düşmanı bayıltıyor. Bayıldığında kritik vuruyoruz. Yani mümkün olduğu sürece kafaya kafaya çalışın kılıçla. Düşman doğradıkça geçici ekstralar alıyoruz, daha fazla deneyim puanı ya da defans gibi. Bunu belli bir süre düşmanlara saldırmadığımızda kaybediyoruz. Çok başımız sıkıştığında kullanabileceğimiz bir nevi "yeter ulan, çekilin önümden" diyebileceğimiz Boost Mode'umuz var. Kullandığımız ilk anda bir şok dalgasıyla düşmanlara zarar veriyoruz, sonrasında saldırılarımızla düşmanlara daha çok zarar vermeye, onlardan da daha az zarar görmeye başlıyoruz. Ayrıca ikinci seviyesinde Boost Mode kısa bir süreliğine canımızı da dolduruyor ki bu bosslarda kullanılabilir tek can doldurma yöntemi.


Hikayede ilerledikçe büyü güçleri kazanıyoruz. Her ne kadar Ys V'deki gibi çok çeşitli olmasalar da çok daha kullanışlılar. 3 çeşit büyümüz var (ateş, rüzgar ve toprak temelli) ve bunları sadece uygun mücevherleri bularak güçlendirebiliyoruz. Büyüleri dövüş dışında kullanmamız mümkün. Mesela uzun bir zıplama yapmak için zıpladıktan sonra rüzgarı kullanarak kendi etrafımızda dönüp daha uzun mesafe katedebiliyoruz. Bu ve bunun gibi uygulamalarla büyüler sadece bosslara karşı kullandığımız bir şey olmaktan çıkıyor.
PSP'nin omuz tuşuyla büyü ve aksesuarlarımızı değiştirebiliyoruz.
Demin de bahsettik, hoplayıp zıplayarak platformlar arasında bolca atlama var, özellikle de Valestein Kalesi'nde. Falcom Ys V'de daha önce denemişti bunu aslında ama başarılı olamamıştı. OiF'da platformlar arası atlama elementi harika. Genelde çok eğlenceli ama ince atlamalar yapmak için uğraşırken bir düşüş yapıp en başa dönmek can sıkabiliyor.
Adol macera boyunca dut yemiş bülbül gibi sessiz kalıyor.
Ekipmanları şehirden alabildiğimiz gibi, sandıklarda da bulabiliyoruz. Her kuytu köşeye bakmakta fayda var yani. Zırh, kılıç gibi ekipmanlarımızı Raval Ore denen kristallarle güçlendirebiliyoruz. Oyunun ilerisinde alacağımız Wing Talisman ile istediğimiz an kayıt noktalarına ışınlanabiliyoruz. Kullanmaktan çekinmeyin, benim çok kez hayatımı kurtardı.

Hikaye, günü ve kızı kadim kötülüklerden kurtar gibi gözükse de başta, aslında arkası iyi doldurulmuş, kendi ayakları üzerinde durabilen bir yapıda. Zaten ayrıntılı dünya yaratma konusunda iyi olan Ys serisi için iyi bir hikayeye sahip olma artı olmuş. OiF'nın karakterleri de çeşitli ve renkli.
Redmont kasabasında çok genç kadın yok ama olanlar da tam olmuş.
Genelde Ys serisi grafiksel olarak son trendleri takip etmez, edemez. Ama ortamlar renkli ve hoş, özellikle de PC'de yüksek çözünürlük ve AA sayesinde çok hoş. 3 boyutlu ortam modellemeleri üzerinde sprite karakterler kullanan oyun grafiksel olarak müthiş olmasa da iyi duruyor. Adol kılıç-kalkan-zırh ekipmanlarını set olarak kuşanınca üstünün değişmesi ise hoş bir ayrıntı olmuş.
Kasaba sakinleri ile konuşarak onlardan görev alabiliyorsunuz.
Ses ve müzik Ys'nin her zamanki gibi en sağlam noktası. Kullanılan seslerden tek şikayet Adol'un ayak sesleri olabilir. O da genelde düşman sesleri ve müzikler arasında boğuluyor ama onlar kesildiğinde birden ayak sesleriyle başbaşa kalınca hatırlıyorsunuz. Müzikler PC88 versiyonunun yani orijinal halinin yeniden düzenlenmiş hali. Onu ve X68K versiyonunu oyun içinde istediğiniz an seçebiliyorsunuz. Müzikleri sanırım en güzel, kasabadan ilk defa madene gitmek için çıktığınızda çalan The Boy's Got Wings anlatıyor. Müzik başladığı an güzel müzikler eşliğinde iyi bir macera yaşayacağınızı anlıyorsunuz.

Oyunun yalnızca PSP versiyonunda seslendirmeler var. Her karakter başarılı bir şekilde seslendirilmiş, Margo'yu saymazsak tabii. Seslendirmeler her diyalog için değil ama önemli tüm diyaloglar seslendirilmiş durumda.
Margo'yu seslendireni saygıyla anıyoruz.
Ys'nin en eğlenceli ögesi olan bosslar burada da hayal kırıklığına uğratmıyor. Çeşit çeşit taktik kullanacağımız bir sürü boss var. Bazılarına kılıçla dalmak yeterken bazılarına farklı farklı akrobatik saldırı yapmamız gerekebiliyor. Özellikle Hard ve üzeri zorluk seviyelerinde saç yoldurucu olabiliyor bosslar ama azimle halledilmeyecek iş yok.
İkinci bossumuz kolay ama ateş büyüsünü güçlendirmediysek zor anlar yaşatabiliyor.

Bitirince açılan ekstralar konusunda oyun cimri davranmamış. Bitirdiğimiz zorluk seviyesine göre ödülü değişen New Game+, gene zorluk seviyesine göre kısmi açılan çizim galerisi bir de Time Attack modumuz var. New Game+ ve galeri PSP versiyonuna özel, Time Attack ise her ikisinde de var. Bunlar dışında oyunun en başından itibaren açık olan ve Dogi ile Adol'un Felghana'ya gelirken neler yaptığını gösteren Prologue kısmı ile oyundaki filmleri izleyebileceğimiz Movie kısmı var. Her şeyi en kısa sürede açacağım derseniz oyunu ilk bitirişinizi Nightmare zorluk seviyesinde yapmanızı tavsiye ederim.

"İyi güzel de, hangi versiyonu seçmeliyim" sorusunun cevabı basit. Ekstralar ve taşınabilirlik benim için çözünürlükten ve küçük ekrandan daha önemli diyorsanız PSP, umurumda değil onlar, bana büyük ekran ve çözünürlük lazım diyorsanız da PC'yi tercih edin. Çünkü bunlar dışında oyun her iki platformda da aynı.

Zorluk, içerik, boss tasarımları ve dövüş sistemi olarak fan favorisi olan OiF, aksiyon arayan oyun severler için de iyi bir oyun olmuş. Her şekilde tavsiye edilir.

Galeri
KÜNYE:

Adı: Ys: The Oath in Felghana
Yapımcı Firma: Nihon Falcom
Türü: Aksiyon JRYO
Çıkış Yılı: 22 Nisan 2010 (Japonya)
Platform: PlayStation Portable

Artılar: Dengeli dövüş sistemi, eğlenceli boss dövüşleri, harika müzikler ve kaliteli seslendirme, ekstralar
Eksiler: Grafikler orta karar, sinir edici ayak sesleri

Hiç yorum yok: